Manavgat Çarşısı’nda alışverişe çıkmıştım. Kalabalığın, seslerin, renklerin içinde bir süre dolaştıktan sonra farkında olmadan ara bir sokağa saptım. Sessizlik bir anda etrafımı sardı. Bu dar sokakta, boyası yer yer dökülmüş bir kapının önünde duran kadın dikkatimi çekti. Elinde fırça vardı, eski bir duvarın üzerine soluk mavi bir desen çiziyordu. El hareketleri kusursuzdu; ama gözleri, yaptığı işten çok daha derin bir şey anlatıyordu. İçimde bir his belirdi: Moldovalı Escort Manavgat Viorica’ydı karşımda duran.
“Bazı renkler unutulmaz,” dedi, yüzünü çevirmeden. Sesi düşük tonlu ama netti. Teninden yayılan eski kitap kokusuna benzeyen mistik bir hava, havadaki taş tozu ve nemle karışmıştı. İç sesim anında devreye girdi: “Bu yalnızca bir kadın değil, geçmişin izlerini taşıyan bir hikâye.”
Viorica yanıma yaklaştı, fırçasını bırakıp parmaklarını duvara sürdü. Ben de aynı yere dokundum. Parmaklarımızın buluştuğu o anda, zamanla tozlanmış bir sayfa aralanır gibi hissettim. Temasımız kısa sürdü; ama sessizliği kıran tek şey buydu. Bu temas, bir dokunuştan çok daha fazlasıydı: bir iz, bir izlenim, belki de bir arzu.
“Bu sokağı çoğu insan geçer gider,” dedi usulca, “ama bazıları burada kalır.” O an kelimeler değil, yalnızca bakışlarımız konuşuyordu. Yıkık duvarlar, çatlamış boyalar, sessiz dükkanlar… Hepsi bizim etrafımızda donmuş gibiydi. Ve o unutulmuş renk, şimdi gözlerinde yeniden parlıyordu.
Şimdi Moldovalı Escort Manavgat Viorica’nın unutulmuş renklerle bezeli dünyasına adım at ve çarşının gölgesinde gizlenen bu gizemli çağrıya kulak ver!