Side Antik Tiyatro’nun arka sokağında, loş ışıklı eski bir şarap mahzeni…
Kavisli taş duvarların arasından hafif serinlik sızıyor.
Masada ince gövdeli Fransız şarap kadehi, yanında bir parça baget, taş raflarda yıllanmış şişeler…
Manavgat Fransız Escort olmak, gecenin kalbinde, sofistike bir dokunuş ve Fransızca fısıltıların büyüsüyle başlar.
Ben Camille; Parisli, sanata ve şaraba tutkun, mizahı ve zarafeti seven bir kadınım.
Buluşma gecelerinde, mahzenin taş masasında nostaljik bir müzik kutusunu çalarım.
Hafifçe başımı eğip,
– “La vie est belle, non?”
diye sorarım,
gülümsememle birlikte kırmızı şarabı kadehine doldururum.
Manavgat Fransız Escort kimliğimle, temaslarda zarafetin, her bakışta sofistike bir oyun ve her cümlede yeni bir sürprizin peşindeyim.
Mahzenin nemli taş duvarında parmak uçlarını gezdirirken,
bir parça baget koparıp Fransızca bir şarkı mırıldanırım.
İlk dokunuşlarımda hep hafif bir oyun:
“Bageti mi, dudaklarını mı önce tadayım?”
Bir bakış, kısa bir kahkaha,
tensellikte aceleye gerek yok;
Fransızların dediği gibi,
en iyi yakınlık yavaş ve ritmik, küçük sürprizlerle büyür.
Bazen şarap kadehini tokuşturur,
– “Sadece şarap değil, bu gece bütün Manavgat’ın şiiri içimizde…”
diye fısıldarım.
Her buluşmada,
kavisli taş duvarların serinliğinde Fransızca ve Türkçe arasında,
kelimeler ve bakışlarla örülü bir romanın içinde buluruz kendimizi.
Camille olarak,
dokunuşta zarafet, diyalogda mizah ve her gecede başka bir hikaye sunuyorum.
Burada şarap, taş duvar ve müzik kutusu kadar,
tenselliğin inceliği de başrolde.
Sen de sofistike, zarif ve Fransızca fısıltılarla dolu bir gece arıyorsan, Side’de Camille’i mahzende bul.
Manavgat Fransız Escort ile her buluşma, şiir, şarap ve dokunuşta yeni bir roman olur!
