Manavgat’ın kıyıya yakın eski bir pansiyonunda, odanın içinde yalnızca açık pencerenin serinliği vardı. Perdeler sağa kaymış, cam tamamen açıktı. Gecenin ilk saatleriydi. Karşımda duran kadın, pencerenin önüne geçip sessizce dışarıyı izliyordu. Üzerinde ince askılı kısa bir gecelik vardı, kumaşı hafifti ve pencereden giren rüzgârda vücuduna yapışıyordu. Gecelik dalgalandıkça iç hatları görünür oluyor, ama onun bunu fark etmediği ya da fark etse de önemsemediği hissediliyordu. O kadın Manavgat Yeni Escort Asya’ydı.
“Bazen kendimi unuturum,” dedi başını çevirmeden. “İçeri giren rüzgâr tenimi okşayınca başka şeyler düşünemem.” Sesi sade ama derindi. Ne süslenmişti ne de gizlenmiş. Gerçekti. Gecelik kalçasına doğru toplanmıştı. Yavaşça arkasına döndü. Göz göze geldik. Ne durmamı söyledi, ne yaklaşmamı. Ama vücudu, hareket etmeden bile beni çağırıyordu.
Yaklaştım. Elimi beline koydum. Teni serindi ama altında belli belirsiz bir titreme vardı. İlk temasımızda derin bir nefes aldı, sonra pencereye döndü. “Böyle görünmem garip mi?” dedi. “Ama açık pencere bana ait gibi.” Ona dokunduğum anda, rüzgârla birlikte gecelik biraz daha yükseldi. Parmak uçlarım sırtından aşağıya kayarken, vücudu biraz daha bana yaslandı.
“İlk kez biri bana böyle yaklaştı,” dedi. Gözlerinde şaşkınlık yoktu. Ama deneyimsizliğin verdiği tatlı bir teslimiyet vardı. Gecelik neredeyse dizlerinin üstüne kadar çıkmıştı. Ama biz hâlâ ayaktaydık. Sadece duruyorduk. Temas ediyorduk. Ve her şey çok yavaş ama çok net ilerliyordu.
Şimdi Manavgat Yeni Escort Asya’nın açık pencerede unuttuğu bedenine yaklaş ve bu gece onunla birlikte rüzgârla sarınan bir tenselliği paylaş!
